11.09.2009

İlim, Bilim ve Dilim Hakkında



Rakı masasında kadehler kalktığında beş adet beyaz melek gibi duran rakı bardağının arasında kırmızı şeytan edasıyla bir adet şalgam suyu yerini aldı ve hep beraber ortada buluşup çınn adlı şarkıyı söylediler

"Aslında" dedi kırmızı şalgamın sahibi, bunlar hep cahillerin aldatması.

"Bilader o ne öyle şalgam, rakı koyayım sana güzelce iç " dedim lafını ağzına tıkmanın mahcubiyetiyle hafif şalgamtrak bir renge dönerek.

"Yok kardeşim sağol , alkol kullanmıyorum ben " diye cevap verdi. Kardeşim mi???Suratına baktım abilerimden birine benziyor mu diye, en büyük abimi hafiften andırıyor ama onu tanıyamıyacak kadar içmedim daha. Neyse , kardeşi rolünü oynayayım bir süre kime ne zararı var? Korkarım başladığı konuşmaya devam edecek.

"Asında bunlar hep cahillerin aldatması, evrim diye bir şeyin olmasının imkanı var mı? Bunlar ateist, şerefsiz tipler, bilim adamı kısvesine bürünmüşler"...

Masadan hmmm sesleri yükseldi, aslında kimsenin onu dinlediğini sanmıyordum ama, konuşan insanı hmmm lamak adettendir kibarlıktandır. Bu yüzden bende tüm içtenliğimle hmmmm dedim. Aldığı hmmm'lardan yeteri kadar mutlu olan şalgam sahibi devam etti konuşmasına.

"Bakın bu evrimi savunan dangalozlara soruyoruz, bize bir ara geçiş formu gösterin, çıt çıkmıyor, neden , yok da ondan"

Hmmm ların yanın bir de yaa yaaa ekledik ki görseniz hak vermekten öleceğiz. Bu adam kimin arkadaşıysa pek sevmedim, rakı masasında bu muhabbet olur mu ya? Demek ki şalgam suyu sofrasında adet bu, öğrenmiş olduk. Biz biraz rus hatunları da ne güzel be deyip, oradan kodumun milli takımı deyip, oradan İstanbul'un gece hayatında yeni nereleri var deyip , tatilde ne yapalıma geçip kapatacaktık halbuki bu geceyi.

"E bir sürü ara geçiş fosili bulundu , ama yaradılışcılar hep işin kolayına kaçtı, ya bunlar nesli tükenmiş hep var olan yaratıklardır dediler, ya da e bu ikisinin de arası nerede deyip saçmaladılar" diye mekanik bir ses çıktı masadan. Herkes yüzünü şaşkınlıkla bana çevirmese inanın ben de sesin sahibini aramaya devam edecektim, o anda anladım ki ağzım rakı bardağının içinde iken konuştuğum için çıkmış o ses öyle. Peki ben niye bu cümleyi kurdum nefret ederim ben böyle insanlarla tartışmayı. Arkadaşlarımın şaşkınlığı da bundan kaynaklanıyordu demek.

Badem bıyıklarının alt tarafı içtiği salgamdan kırmızı bir ıslaklığa bürünmüş bana doğru bakarak yaklaşık 8 derece öne eğildi ve:

"Evet, kendinin maymundan geldiğine inanmak isteyenler var, bu kadar neden hevesliler acaba ?" deyip, bu sefer yaklaşık 44 derece kadar geriye gidip gerdanını şişirim ihi ihi ihi diye güldü. İlk konumundan 36 derece daha geride iğrenç bir şekilde kikirdeyen herife baktım. Bunların böyle bir gülüşleri var. Saçma sapan bir hikaye anlatırlar kendi aralarında, mesela "Ateistin biri demiş ki hocanın tekine, Allah hani, olsa görmez miydik?" , çok bilgili hazır cevap hoca da cevap verir, "ben de senin aklını göremiyorum , yok demek ki aklın". Bunu duyan ateisti bir titreme alır ve o dakka dine döner. Hikayeyi dinleyenlere bu o kadar komik gelir ki hepsi bir anda şu şalgamcı gibi güler, ihihihihihi.

"Abiciğim" dedim açılı ve acılı şalgamla duran adama, senin kuantum matematiği hakkında bir fikrin var mı? Mikrobiyoloji biliyor musun, modern genetik hakkında hiç okudun mu? Ne diye işkembeden sallıyorsun ya ? dedim.

"Neyse ben sizi tutmayayım daha" dedi şalgam bıyıklı ve kalktı gitti.

"Kimin arkadaşı len bu ?" dedim masada bana "zıçtın len masaya" der gibi bakan arkadaşlarıma dönerek. Tahmin ettiğim gibi kimsenin arkadaşı değilmiş, neyin nesidir anlamadık. Ama durumu hafif toparlamam gerektiğini de biliyordum.

"Ya şu Rus hatunlar nasıl bir evrim geçirmişler ya, o gözler o saçlar o ten nedir ya allahaşkına " dedim ama artık çok geçti muhabbete dönebilmek için.

"Fatih Terim de bitirse evrimini de rahatlasak" demem de yetmedi, hesap çoktan istenmişti.
 

Aklıma gelenler blogunda yazılanların gerçek hayattaki kişilerle ve kurumlarla alakası vardır..